Arama
En son konular
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
Ata DEMİRER
1 sayfadaki 1 sayfası
Ata DEMİRER
Dizinden sakatlandı, kiloları da etkileyince sekiz ay sahnelerden uzak kaldı. Yeni stand-up'ı ve en ince haliyle sahalara dönen Ata Demirer ilk röportajını Pazar SABAH'a verdi ve bir itirafta bulundu: "Bir daha televizyonda konuk ağırlamak mı! Aman, Allah yazdıysa bozsun!"..
- Çok zayıflamışsınız, müthiş olmuş tebrikler!
- Aslında benim için yeni değil, sekiz aydır yaşadığım bir şey. Çünkü ben vücudumu havlu peçete gibi kullanmışım...
- Nasıl yani?
- Mahvetmişim metabolizmamı. 140 kiloyla 10 sene boyunca bin tane gösteri, 100 sitcom bölümü, 30-40 TV programı, 400'e yakın turne! Bu kiloyla, dizimden sakatlanınca eklemlerim de isyan etti.
- Lifleriniz yırtılmıştı değil mi?
- Evet, senin başına gelse bileğin burkulur, benim başıma gelince tendonum kopuyor. Kilo çok etkili! O zaman canıma tak dedi, 'Yeter ya böyle yaralı astronot gibi gezilir mi?' dedim. Allah insanı iyi adamlarla karşılaştırsın, bir doktorla tanıştım...
- Kim bu doktor?
- Bir fizyoterapist. İsmini zikretmem onun hoşuna gitmez. Beni bakıma aldı ve 'Yeni birini yaratmalıyız, yoksa hayatın boyunca menisküs olursun, kıkırdağın, kalçan zedelenir, belin ağrır, gel seni kurtaralım,' dedi. İnandım ben de. İnanınca oldu! Düşünsene, beden eğitimi derslerine bile girmezdim ben; şimdi her gün düzenli fizik tedavi görüyorum.
- Kaç kilo verdiniz?
- 127 kiloyum. Ama 115 gibi gözüküyor, onun da sebebi spor. Yağları kasa dönüştürdüm. Diyetisyen tartıyor, vücuttaki yağı, eti, kası söylüyor ya; kendimi harbiden dana gibi hissettim! "Vücudunun yüzde 40'ı yağ" dedi, kasap havasına girdi iş, iyice sinirim bozuldu. 'Yeter kardeşim,' dedim.
- 2004'te de konuşmuştuk sizinle; 'Zayıflamalıyım, kilo vereceğim,' diyordunuz, yapamadınız!
- Valla keyfe keder zayıflamaydı onlar. 'Ay biraz kilo versem harika olur, dar pantolon giyerim,' gibi şımarıkça bir tavırdı. Şimdi ben o level'ı geçtim. Yani benim için artık kilo vermek tamamen tıbbi bir olaya dönüştü, buna mecburum.
ALKOLÜ AZALTTIM
- Sağlığınız söz konusu olmasa irade sıfır yani!
- Aslında iradem her şişman gibi (gülüyor). Yani kilo verirler, bir süre sonra geri alırlar. Ama öyle bir lüksüm kalmadı sağlık sorunları sebebiyle.
- Diyet yapıyor musunuz?
- Medikal bir diyetisyene gidiyorum ama hiçbir zaman yemekle problemim yoktu; çok yemek yiyen, tatlı yiyen biri değilim. Ben çok hareketsizdim çok... Köşe yastığı gibi bir yerde duruyordum. Bir de içki içiyordum; şimdi içkiyi çok nadir içiyorum. Şu an için benim sloganım, aynı hareketlere devam!
- Şişmanlık psikolojik olarak da rahatsız ediyor muydu, her şekilde barışık biri miydiniz kendinizle?
- Şişmanların hepsi 'Kendimle barışığım,' yalanını söyler! Ben beyinsel olarak kendimle barışık olduğumu söyleyebilirim ama kilo her zaman rahatsız edicidir, normal bir insanı rahatsız eder, hayatını kısıtlar. Ben mutsuz değildim çünkü zekâmla onu avantaja bile çevirdim ama mesele şundan ibaret; 'Bir gün nasılsa öleceğiz,' duygusuyla free takılmak herkesin sevdiği bir şeydir, başaran da başarır, ben de öyle düşünüyordum ama o iş olana kadar, yani nihai sona ulaşana kadar malzemeyi çok güzel kullanmalısın, çünkü mahşeri dünyada yaşatıyor adama. Çok sağlık takıntılı tipleri görünce uyuz olurdum, 'Ya üç günlük dünya kardeşim, yok botoks yok detoks bunlarla uğraşılır mı?' derdim ama haklı bir tarafı olduğunu fark ettim sakatlanınca... O yüzden felsefemi değiştirdim. Çünkü hayat kaliten, hayat standartın ve yaşadıkların çok keyifsiz hale geliyor. Aylarca yatağın içinde yattım ayağım burkulunca... Mesela vücudunuzda ödem oluşuyor, o ödem senin vücudunu 10 günde terk ediyor, benimkini 25 ayda! Neden? Çünkü yağlara takılıyor, yağ bırakmıyor suyu.
BİR ŞEY DOĞDU!
- Psikolojik olarak da hafiflediniz mi şimdi?
- Hafiflemek duygusu, psikolojik yönden de, maddesel anlamda da insana iyi gelir. Fizik ve psikoloji, birbiriyle sevişen çiftlerdir. Fiziksel sıkıntın varsa psikolojin ne kadar düzgün olabilir?
- Komik olmak, komedyen olmak bir savunma mekanizması mıydı şişman biri için peki? Dikkati başka yöne çekmek miydi?
- Tabii canım! Mizah tamamen bir savunma mekanizması olarak kullanılabilir. Ama şöyle bir durum da var, bunu keyfinden yapmak daha da güzel bir durummuş! Yani kilolarla çok fazla uğraşmadan, fiziğin haricinde materyaller kullanmak daha da zevkli bir şeymiş. Bir bakıma teknik olarak da kendimi geliştirmeye başladım, hoş oldu, başka sulara da giriyorum yani.
- Çocukken de şişman mıydınız bu kadar?
- Ben Zeus'un en küçük oğluyum, Herkül'den sonra! (kahkahalar) Ben doğduğumda Olimpos'ta şafak vaktiydi, önce Herakles geldi ve Poseidon'a dedi ki, 'Bir şey doğdu!' Ya ne bileyim, şişmanlık çağın sorunu, onu söyleyeyim. Bazı gençler görüyorum, tonton, obez, geliyorlar diyorlar ki, 'Abi ben sana benziyorum değil mi?' falan. 'Yapma,' diyorum. 'Hayatın kayar, altı tane merdiven çıkınca ter su içinde kalmak hoş bir şey değil, zayıfla, gerek yok, hayatına yazık.' Amerika'nın yüzde 70'i şişman, böyle bir şey olabilir mi? Fast food şu anda Türkleri de zehirliyor, fast food kültürünü bize yedirdiler.
- Obeziteye savaş açmışsınız!
- Ben hep gizli savaşçıydım da çaktırmıyordum! Yılmaz Erdoğan şiiri gibi olacak ama, ben 42 beden kot giyebilme ihtimalimi sevdim (gülüyor).
- Şimdi kaç beden giyiyorsunuz?
- Şu an bilmiyorum, henüz eskileri giyiyorum kemer memerle ama 12 santim incelmiş belim. Ya biz hep şişmanlık mı konuşacağız!
20.01.2008 Sabah Pazar / Şirin SEVER
- Çok zayıflamışsınız, müthiş olmuş tebrikler!
- Aslında benim için yeni değil, sekiz aydır yaşadığım bir şey. Çünkü ben vücudumu havlu peçete gibi kullanmışım...
- Nasıl yani?
- Mahvetmişim metabolizmamı. 140 kiloyla 10 sene boyunca bin tane gösteri, 100 sitcom bölümü, 30-40 TV programı, 400'e yakın turne! Bu kiloyla, dizimden sakatlanınca eklemlerim de isyan etti.
- Lifleriniz yırtılmıştı değil mi?
- Evet, senin başına gelse bileğin burkulur, benim başıma gelince tendonum kopuyor. Kilo çok etkili! O zaman canıma tak dedi, 'Yeter ya böyle yaralı astronot gibi gezilir mi?' dedim. Allah insanı iyi adamlarla karşılaştırsın, bir doktorla tanıştım...
- Kim bu doktor?
- Bir fizyoterapist. İsmini zikretmem onun hoşuna gitmez. Beni bakıma aldı ve 'Yeni birini yaratmalıyız, yoksa hayatın boyunca menisküs olursun, kıkırdağın, kalçan zedelenir, belin ağrır, gel seni kurtaralım,' dedi. İnandım ben de. İnanınca oldu! Düşünsene, beden eğitimi derslerine bile girmezdim ben; şimdi her gün düzenli fizik tedavi görüyorum.
- Kaç kilo verdiniz?
- 127 kiloyum. Ama 115 gibi gözüküyor, onun da sebebi spor. Yağları kasa dönüştürdüm. Diyetisyen tartıyor, vücuttaki yağı, eti, kası söylüyor ya; kendimi harbiden dana gibi hissettim! "Vücudunun yüzde 40'ı yağ" dedi, kasap havasına girdi iş, iyice sinirim bozuldu. 'Yeter kardeşim,' dedim.
- 2004'te de konuşmuştuk sizinle; 'Zayıflamalıyım, kilo vereceğim,' diyordunuz, yapamadınız!
- Valla keyfe keder zayıflamaydı onlar. 'Ay biraz kilo versem harika olur, dar pantolon giyerim,' gibi şımarıkça bir tavırdı. Şimdi ben o level'ı geçtim. Yani benim için artık kilo vermek tamamen tıbbi bir olaya dönüştü, buna mecburum.
ALKOLÜ AZALTTIM
- Sağlığınız söz konusu olmasa irade sıfır yani!
- Aslında iradem her şişman gibi (gülüyor). Yani kilo verirler, bir süre sonra geri alırlar. Ama öyle bir lüksüm kalmadı sağlık sorunları sebebiyle.
- Diyet yapıyor musunuz?
- Medikal bir diyetisyene gidiyorum ama hiçbir zaman yemekle problemim yoktu; çok yemek yiyen, tatlı yiyen biri değilim. Ben çok hareketsizdim çok... Köşe yastığı gibi bir yerde duruyordum. Bir de içki içiyordum; şimdi içkiyi çok nadir içiyorum. Şu an için benim sloganım, aynı hareketlere devam!
- Şişmanlık psikolojik olarak da rahatsız ediyor muydu, her şekilde barışık biri miydiniz kendinizle?
- Şişmanların hepsi 'Kendimle barışığım,' yalanını söyler! Ben beyinsel olarak kendimle barışık olduğumu söyleyebilirim ama kilo her zaman rahatsız edicidir, normal bir insanı rahatsız eder, hayatını kısıtlar. Ben mutsuz değildim çünkü zekâmla onu avantaja bile çevirdim ama mesele şundan ibaret; 'Bir gün nasılsa öleceğiz,' duygusuyla free takılmak herkesin sevdiği bir şeydir, başaran da başarır, ben de öyle düşünüyordum ama o iş olana kadar, yani nihai sona ulaşana kadar malzemeyi çok güzel kullanmalısın, çünkü mahşeri dünyada yaşatıyor adama. Çok sağlık takıntılı tipleri görünce uyuz olurdum, 'Ya üç günlük dünya kardeşim, yok botoks yok detoks bunlarla uğraşılır mı?' derdim ama haklı bir tarafı olduğunu fark ettim sakatlanınca... O yüzden felsefemi değiştirdim. Çünkü hayat kaliten, hayat standartın ve yaşadıkların çok keyifsiz hale geliyor. Aylarca yatağın içinde yattım ayağım burkulunca... Mesela vücudunuzda ödem oluşuyor, o ödem senin vücudunu 10 günde terk ediyor, benimkini 25 ayda! Neden? Çünkü yağlara takılıyor, yağ bırakmıyor suyu.
BİR ŞEY DOĞDU!
- Psikolojik olarak da hafiflediniz mi şimdi?
- Hafiflemek duygusu, psikolojik yönden de, maddesel anlamda da insana iyi gelir. Fizik ve psikoloji, birbiriyle sevişen çiftlerdir. Fiziksel sıkıntın varsa psikolojin ne kadar düzgün olabilir?
- Komik olmak, komedyen olmak bir savunma mekanizması mıydı şişman biri için peki? Dikkati başka yöne çekmek miydi?
- Tabii canım! Mizah tamamen bir savunma mekanizması olarak kullanılabilir. Ama şöyle bir durum da var, bunu keyfinden yapmak daha da güzel bir durummuş! Yani kilolarla çok fazla uğraşmadan, fiziğin haricinde materyaller kullanmak daha da zevkli bir şeymiş. Bir bakıma teknik olarak da kendimi geliştirmeye başladım, hoş oldu, başka sulara da giriyorum yani.
- Çocukken de şişman mıydınız bu kadar?
- Ben Zeus'un en küçük oğluyum, Herkül'den sonra! (kahkahalar) Ben doğduğumda Olimpos'ta şafak vaktiydi, önce Herakles geldi ve Poseidon'a dedi ki, 'Bir şey doğdu!' Ya ne bileyim, şişmanlık çağın sorunu, onu söyleyeyim. Bazı gençler görüyorum, tonton, obez, geliyorlar diyorlar ki, 'Abi ben sana benziyorum değil mi?' falan. 'Yapma,' diyorum. 'Hayatın kayar, altı tane merdiven çıkınca ter su içinde kalmak hoş bir şey değil, zayıfla, gerek yok, hayatına yazık.' Amerika'nın yüzde 70'i şişman, böyle bir şey olabilir mi? Fast food şu anda Türkleri de zehirliyor, fast food kültürünü bize yedirdiler.
- Obeziteye savaş açmışsınız!
- Ben hep gizli savaşçıydım da çaktırmıyordum! Yılmaz Erdoğan şiiri gibi olacak ama, ben 42 beden kot giyebilme ihtimalimi sevdim (gülüyor).
- Şimdi kaç beden giyiyorsunuz?
- Şu an bilmiyorum, henüz eskileri giyiyorum kemer memerle ama 12 santim incelmiş belim. Ya biz hep şişmanlık mı konuşacağız!
20.01.2008 Sabah Pazar / Şirin SEVER
Arslan Bey- Administrator
- Mesaj Sayısı : 825
Kayıt tarihi : 25/07/08
Karakter Sayfası
Rep Puanı:
(200/200)
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Paz Şub. 08, 2009 9:37 pm tarafından Arslan Bey
» Erzurumspor için en karanlık gün
Paz Şub. 08, 2009 5:39 pm tarafından Arslan Bey
» KoMiK AşK SöZLeRi
Cuma Şub. 06, 2009 11:59 am tarafından Arslan Bey
» 50 kontr ödüllü yarışmamız
Cuma Şub. 06, 2009 11:58 am tarafından Arslan Bey
» ..DostLuk..
Perş. Şub. 05, 2009 5:51 pm tarafından Arslan Bey
» Seksendört
Perş. Şub. 05, 2009 5:24 pm tarafından Arslan Bey
» İleri Sayım
Perş. Şub. 05, 2009 5:23 pm tarafından Arslan Bey
» Seksendört-4 Duvar
Perş. Şub. 05, 2009 5:22 pm tarafından Arslan Bey
» Seksendört-Sesimi Duymuyor Musun
Ptsi Kas. 17, 2008 10:58 pm tarafından RedLeon
» Seksendört Biyografi
Ptsi Kas. 17, 2008 10:57 pm tarafından RedLeon
» Seksendört-Son Mektup
Ptsi Kas. 17, 2008 10:56 pm tarafından RedLeon
» Seksendört-Affet
Ptsi Kas. 17, 2008 10:56 pm tarafından RedLeon
» Seksendört-K.G.B.
Ptsi Kas. 17, 2008 10:55 pm tarafından RedLeon
» Seksendört-Ölürüm Hasretinle
Ptsi Kas. 17, 2008 10:54 pm tarafından RedLeon
» herkeze selam
Paz Kas. 16, 2008 12:35 pm tarafından Arslan Bey
» Online Tv İzle (sorun giderildi)
Cuma Kas. 14, 2008 5:59 pm tarafından Arslan Bey
» nalet olsun içimdeki insan sevgisine
Cuma Kas. 14, 2008 5:58 pm tarafından Arslan Bey
» İLGİNÇ
Cuma Kas. 14, 2008 5:57 pm tarafından Arslan Bey
» Mehmet Ali Ağca:
Cuma Kas. 14, 2008 5:56 pm tarafından Arslan Bey
» Mehmet Ağar:
Cuma Kas. 14, 2008 5:55 pm tarafından Arslan Bey